bugün

entry'ler (19)

afet

TAP- Doğal ve Toplumsal Afetlerde Arama Kurtarma, Medikal Müdahale ve insani Yardımların en verimli şekilde koordine edilebilmesi için kurulmuş bir platformdur. insan saygınlığının din, dil, ırk, cinsiyet gibi hiçbir ayırım olmaksızın korunması TAP temel ilkelerindendir. Sürdürülebilir yaşam şartları için sağlık, eğitim, gıda, barınma ve toplumsal hizmetlerde insani yardım lojistiğinin tek bir merkezden yönetilmesi fiziksel, ekonomik, sosyal kayıpları en aza indirilebilecektir.

TAP-ARAMA VE KURTARMA/iLK YARDIM
Afet ve Acil Durumlarda; Konusunda uzman Dernek ve gruplar ile can kurtarmak üzere Arama-Kurtarma ve Tıbbi Müdahaleleri; Sağ kalanlar için de insani yardımları koordine edecektir.
TAP EĞiTiM: Afet öncesi hazırlıklar ile sırası ve sonrasındaki ilk 72 saatte bireysel olarak alınabilecek önlemler ile yapılması gerekenler konusunda Toplumsal /BiREYSEL Bilinç oluşturmak üzere; Belediyeler, Üniversiteler gibi Kurum ve Kuruluşlar ile ve halka eğitimler verilecektir.
GÖNÜLLÜ EĞiTiMi: Arama -Kurtarma ile ilk Yardım konusunda uygulamalı eğitimlerle gönüllü yetiştirilecektir.

maneviyat

Maneviyat çok bencildir.Kişinin kendini arayışı, kendi manasını arayışıdır. Maneviyat kendine aşık olma yolculuğudur bir tür.

kızgınlık

Beden ve zihin tek bir enerjidir. Kızgınken nefesini kontrol edebilirsen öfken geçer. Ritmik nefes alıp verirsen öfken seni yenemez.

norman vincent peale

OSHO kendine saygının büyüsü adlı kitabında Norman Vincent Peale'in bir rahip olduğunu; Olumlu düşünme felsefesinin sahte olmak, ikiyüzlü olmak demek olduğunu söylüyor. Belli bir şeyi görmek ve buna rağmen gördüğün şeyi inkâr etmek; kendini ve başkalarını kandırmak demektir ve olumlu düşünme, Amerika’nın insan felsefesine kattığı tek zırva felsefedir diyor. Biri sana tokat attığında öteki yanağını çevirmeyi öğütleyenlerin ve bunu üstelik dindarlık gibi sunmanın yanlış olduğunu söylüyor. Belki sana bir tokat atana iki tane atman bile gerekebilir diyor. Hata yapanların cezalandırılması, adaletin gereğinin yerine getirilmesi önemlidir. Ertelenen, gelecekte kimsenin ne olup bittiğinden haberi olmadığı bir ahirette hesap verme yerine, benzer hataları yapmaktan diğerlerini caydırıcı olabilir.

gdo

genler, organizmanın öğrenilmiş tecrübelerinin fiziksel hafızalarıdır. kısa bir süre önce fark edilen bireyler arasındaki gen değişimi bu hafızaların dağılmasını sağlar ve bu yüzden toplum yaşamını oluşturan tüm organizmaların hayatta kalmasında etkilidir.
örneğin bir domatesin genleri üzerinde oynama yapmak sadece o domatesle sınırlı kalmayabilir ve tüm biyosferi tahmin edemeyeceğimiz bir şekilde değiştirebilir. bu alanda yapılmış çok çalışma var ve bu çalışmalar, insanlar genetik olarak değiştirilmiş yiyecekleri sindirdikleri zaman yapay olarak yaratılmış olan genlerin devreye girdiğini ve bağırsaktaki yararlı bakterilerin karakterini değiştirdiğini göstermektedir.

acı

Acı insanların dikkatini, ilgisini, sempatisini çekmek için çok sıklıkla kullanılır. Acı içindeysen insanlar sana şefkat ve sevgi gösterirler. Acıya büyük yatırım yapılır. Hasta ve bunalımda olduğunda seni ziyarete gelirler, teselli eder ve rahatlatmaya çalışırlar.
Oysa mutlu olduğunda öyle mi; o zaman tüm dünyanın sana karşı olduğunu göreceksin. Kıskanacaklar, kendilerinden hissetmeyecek, dışlayacaklar. Kimse mutlu birinden hoşlanmaz çünkü egoları incinir.

mutluluk

Yaşamdaki en önemli üçüncü seçenek mutlu olmaktır” yazıyordu.
Diğer ikisi nedir diye merak ettim, sevgi ve başarıymış.
Mutluluğun da tamamen bize bağlı bir tutum, seçim olduğunu yazıyordu.
Oysa şöyle düşünmek her zaman daha kolaydır değil mi? . “Eğer…. olsaydı daha mutlu olurdum”. Mutluluğun bizden başka insanlarda çokça olduğuna inanırız, nedense bizim için her zaman yetersizdir.
Mutluluk değiştirilemeyen bir kader midir?
Beynimizde önceden programlanmış bilgiler inançlarımızı yaratma gücüne sahip. O halde yeniden istediğimiz gibi programlama şansımız da olmalı değil mi?
Bu programlara seçim diyoruz. Bugüne kadar olan bütün inançlarımızı değiştirmemiz için sihirli bir değneğimiz yok. Ancak eski düşünce ve programları geçersiz kılma şansımız var.
Her sabah “Bugün mutlu olmayı seçiyorum” diye başladığımız bir gün, fiziksel ve zihinsel olarak olumlu bir etki yaratacak ve beyindeki fizyolojik bir mekanizmayı harekete geçirecektir.
Mutluluk da mutsuzluk da bir tutumdur, o halde olumlu olanı seçmenin bizim yararımıza olduğu en önemli nokta olmalı.

sigara

SiGARAYI BIRAKMAK iÇiN OLUMLU iÇE DÖNÜK KONUŞMA

Sigara kullanmam. Ciğerlerim güçlü ve sağlıklı. Derin ve dolu dolu nefes alabilirim.

Fiziksel açıdan kendime dikkat etmek benim için önemlidir. Kendimi zinde tutmaktan ve iyi hissetmekten hoşlanırım.

Ben sigara kullanmayan birisiyim ve kendimle gurur duyuyorum.

Hiç olmadığı kadar enerji ve dayanıklılığa sahibim. Hayatı seviyorum ve burada olduğuma memnunum.

Ne zaman bir sigara görsem, hatta düşünsem, otomatik olarak şu sözleri duyarım. “Ben sigara içmem” ve içmem!

Beni zararlı bir şekilde etkileyen veya denetleyen hiçbir alışkanlığım yok. Kendimi ve yaptığım her şeyi kontrol ederim.

Daima kendim ve geleceğim için en iyi olanı yaparım.

Temiz, serin havayı solumaktan, sağlıklı olmaktan, bedenimin ve zihnimin tam denetimini elimde tutmaktan hoşlanıyorum.

Kendim için belirlediğim her hedefe ulaşabilirim. Zihnimde, o anda, hedefine ulaşmış olan ben’in net bir resmini görürüm. Onu yaratırım, onu sık sık görürüm ve başarırım.

Düzenli olarak egzersiz yaparım. Kendimi zinde ve sağlıklı tutarım. Bir yaşam boyu enerji ve canlılığın zevkine varıyorum

Tüm duyularım açık ve hassas. Görüşüm, koku alma duyum, işitmem, tad almam ve hatta dokunmam bile öncekinden daha hassas.

Sigara içmeyi hiçbir şekilde, güçlülük, zekilik ve caziplikle bağdaştırmıyorum. Onu yalnızca olduğu gibi görüyorum ve onun hayatımda hiç yeri yok.

Kendime, gevşemek, iyi hissetmek, derin ve dolu dolu nefes almak için izin veriyorum ve her zaman, her durumda sigara içmeyen sağlıklı birisi olmaktan zevk alıyorum.

insanlar benim yanımda olmaktan hoşlanır. Kendime güvenim ve kendime saygım var. Kendimi seviyorum ve bu belli oluyor!

Sigara kullanmayan birisi olmak benim için kolay. Her şeyden önce, böyle doğmuşum ve benim için böyle yapmak doğal bir şey.

ders çalışmayınca oluşan suçluluk duygusu

ilkokul sıralarından itibaren ailenizin sizi ne kadar çalışsanız da yetersiz olduğuna inandırması sonucu oluşan bir duygudur. Bu bilinçaltınıza sürekli bir onay, takdir arayışı yerleştirir. Çalışma hayatınızda, özel hayatınızda ve tüm ilişkilerinizde hep sevilmek, takdir edilmek için daha fazla yapmanız gerektiği inancı oluşturur.

radyasyon

Radyasyon hastalığı nedir? Belirtileri nelerdir?

Bir anda ve yüksek dozda ışınlanmalar söz konusu olduğunda, kişinin ışınlanan vücut bölgesine de bağlı olarak hastalık belirtileri ortaya çıkar.

Bu belirtilerin başlıcaları
-Bulantı,
-Kusma,
-Kan hücre sayısında özellikle, lenfosit sayılarında azalmadır.
Bu belirtilerin ortaya çıkış zamanı ve ne şiddette olduğu vücudun maruz kaldığı radyasyonun dozuna bağlıdır. Yüksek ve ani bir ışınlanmadan sonra Ani Radyasyon Belirtileri de dediğimiz ve sağlık kuruluşunda takip edilmesi gereken hastalıklar gözlenir.

Radyasyon hastalıklarını diğer hastalıklardan ayıran en önemli fark ise; Işınlanmadan hemen sonra gözlenen bu ilk belirtiler geçebilir ve hastada doza bağlı olarak bir süre tamamen iyileşmiş gibi görünebilir.
Ancak bir süre sonra etkilenen dokulara bağlı olarak hastalıklar ortaya çıkar.
Bu konuda uzman sağlık kuruluşunda doğru tedaviye yönlendirilmelidir.

Bölgesel bir ışınlanma da varsa kızarıklık, su toplanması, kuru ya da yaş yaralar..gibi ciddi yanık, yaralar oluşmaktadır.

savaş

Savaş bir zihin yapısıdır ve bu zihin yapısından kaynaklanan tüm eylemler; ya kötü olarak algılanan düşmanı güçlendirecek ya da savaş kazanıldığı takdirde birincisi kadar etkili ve genellikle daha güçlü yeni bir kötülük yaratacaktır. Savaş gibi bir zihin yapısının tutsağı olduğunuzda, algılarınız son derece seçici bir hal alır ve bozulur. Diğer bir deyişle, sadece görmek istediğinizi görür, onu da yanlış yorumlarsınız.
Barış istersiniz, barışı istemeyen hiç kimse yoktur. Ama içimizde dramı, çatışmayı isteyen bir şey vardır. içinizdeki tepkiyi tetikleyen bir durumu ya da bir olayı beklersiniz: Birinin sizi bir nedenden ötürü suçlaması, size saygı duymaması, bölgenize izinsiz girmesi, bir şeyleri yapma tarzınızı sorgulaması, para hakkında tartışması gibi.
O zaman içinizde yükselen ve belki düşmanlık ya da öfke kılığına bürünmüş korkuyu, o güçlü enerji akışını hissedersiniz. Zihninizin pozisyonunu savunmak, suçlamak, saldırmak, haklı çıkarmak için yarıştığını hissedebiliyor musunuz? içinizde savaşta olan, tehdit edildiğini hisseden ve ne olursa olsun hayatta kalmaya, bu tiyatro oyununda zafer kazanan karakter olarak kimliğini korumaya çalışan bir şeyin varlığını hissedebiliyor musunuz?
Huzurlu olmaktansa haklı olmayı tercih eden bir şeyin varlığı…
Burada savaşta olan egodur. Hayatta kalmak için savaşan.
Bir kez farkına vardığınızda ego üzerinizdeki gücünü, hakimiyetini kaybedecektir

plasebo

Plasebo (yalancı ilaç) etkisi tıp fakültelerinde işlenmesi gereken çok önemli bir konudur. Doktorlar zihnin gücünü kimyasallarla ve neşterle karşılaştırıldığında küçümsedikleri için göz ardı etmemeliler. Beden ve onu oluşturan kısımların temelde aptal olduklarına ve sağlığımızı koruyabilmek için dışarıdan müdahale gerektiğine dair inançlarını bir kenara bırakmalılar.
Zihnin tıpta bu kadar aceleci bir şekilde göz ardı edilmesinin sadece dogmatik düşüncenin bir sonucu olmadığını aynı zamanda finansal etmenlerden de kaynaklandığı düşünülebilir.
Zihin pozitif düşüncelerle sağlığını iyileştirir ve bu durum Plasebo (yalancı ilaç) etkisi olarak adlandırılır. Tersi bir durumda, yani zihin negatif düşüncelerle meşgul olduğunda bu sağlığımıza zarar verir. Bu durum ise nosebo etkisi olarak adlandırılır. Tıpta nosebo etkisi en az Plasebo etkisi kadar güçlü olabilir.
Biyolojiniz inançlarınıza uyum sağlar. Güçlü olan inançlarımızın gerçekten farkına vardığımızda özgürlüğün anahtarını ele geçiririz. Genetik planlarımızı kolayca değiştiremezsek de zihinlerimizi değiştirebiliriz.

en saf sevgi

insanoğlu hayatına kimin ne için girdiğini ya da çıktığını bilemez. bu yüzdendir ki, herkes ve her şeye hayatının en önemli varlığı gibi davranmayı bilmeli, onları hayatının içine buyur etmelidir.
herkes sevgiye aç ve bunu istemek konusunda yetersiz kalıyor.
birini seviyorsan eğer bunu ona duyurman, hissettirmen ve onun içinde kaybolman gerekir. bunu da her gün sil bastan yapmalısın ki, o kişi hafızadan arayıp bulmak zorunda kalmasın. sevgini havaya, suya, toprağa ateşle yazman lazım ki hep sıcak kalsın.
eddi anter-inkar'dan

güzellik

belli nesne, deneyim, olay ya da kişilerin güzel sıfatıyla nitelendirilmesi adet haline gelmiştir. bir şeye güzel derken söz konusu nesneye bakmaktan zevk aldığımızı, sıcak ve olumlu bir duygu belki de tatlı bir ürperti hissettiğimizi söyleriz. en önemlisi, bir nesneyi güzel bulduğumuzda aradaki mesafeyi korumak isteriz; başka bir deyişle nesneyi kucaklamaya, yemeye ya da yere çarpmaya kalkışmayız.

hastalık

hastalığı olan insanların çok sık yaptığı şeylerden bir de devamlı hastalıktan bahsedip durmaktır. bunun sebebi, sürekli hastalığı düşünmeleridir, gerisi sadece düşünceleri söze dökmekten ibarettir. kendinizi bir parça kötü hissettiğinizde, bundan bahsetmeyin; sıkıntınızın artmasını istemiyorsanız tabii. bu durumdan, düşünme biçiminizin sorumlu olduğunu bilin ve elinizden geldiği kadar çok; “kendimi harika hissediyorum. o kadar iyiyim ki” deyin ve bunu hissedin. birisi size nasıl olduğunuzu sorduğunda kendinizi harika hissetmiyorsanız bile, kendinizi iyi hissetme düşüncesini aklınıza getirdiği için ona teşekkür edin ve cevap olarak; nasıl olmak istiyorsanız onu söyleyin.

asidik

besinlerin parçalanması sırasında açığa çıkan asit yükü günlük harcanabilecekten fazla ise yağ depolarında toplanır. özellikle vücudun ter, idrar, dışkı, nefesle ile atabileceğinden fazla asidik artık varsa bunlar bel, kalça bölgelerinde yağ dokusu içine hapsedilmektedir. yağlanma bir tür vücudu oluşan bu asite karşı koruma önlemidir.

sürekli asidik gıda tüketiminin kısa sürede ortaya çıkabilen etkileri arasında; uyuşukluk, yorgunluk, baş ağrıları, mide bulantısı, sinirlilik, depresyon eğilimi, midede yanma ve asit artışı, kronik yorgunluk sayılabilir. serbest radikal oluşumunu arttırması aynı zamanda yaşlanmayı da hızlandırır. yüksek tansiyona neden olabilir.

sağlık

evren’de zaman ve boyut yoktur. bu yüzden, bir hastalığı iyileştirmek de, bir sivilceyi iyileştirmek kadar kolaydır. süreç her ikisi için de aynı olmasına rağmen, farkı yaratan bizim zihnimizdir. böylece herhangi bir sıkıntıyı kendinize çektiğinizde, onu beyninizde bir sivilce boyutuna indirin, tüm olumsuz düşünceleri kafanızdan atın ve sağlığın mükemmelliğine odaklanın.

lenf

kalp, dolanımdaki kanın pompasıdır, fakat lenf sistemi böyle bir pompaya sahip değildir. lenflerde kalbin görevini, kas hareketleri ve nefes alma yerine getirir. etkin bir lenf ve bağışıklık sistemiyle birlikte sağlıklı bir kan dolaşımına sahip olmak istiyorsanız; bu sistemleri harekete geçirecek şekilde derin nefes almak zorundasınız.

fedakarlık

Kişinin uzun yıllar kendini "feda" ederek "kar" beklemesi. Burada beklenen fayda sevgi, beğeni ve onaydır. Karşılık görmeyince de kişinin kendine ve yaşamına duyduğu öfkeye dönüşüyor.